Vazgeçmenin Doğru Zamanı

”Vazgeçebilmek bir erdemdir. Bir deli güzel meziyettir ki insan kolay kolay kavrayamaz önemini.Çoğumuz seneler geçtikçe anlarız vazgeçebilmenin kıymetini. Hayat öğretir bize.
Hayat ve bir de kronikleşmiş hatalarımız. Kimilerimiz ise hiçbir zaman öğrenemeyiz ya. Dersimizi almayız. Dün nasıl isek yarın da aynen öyle.
Genelde zannediyoruz ki vazgeçmek bir zayıflık belirtisidir. Hatta bir nevi korkaklık, adeta acizlik . Halbuki tam tersidir bence. Ancak kendine güvenen, karakteri sağlam ve komplekslerden arınmış olan insanlar vazgeçmenin erdemine vakıf olabilirler. Şu hayatta yaşadığımız sorunların çoğunu vaz-ge-çe-me-di-ğimiz için yaşıyoruz aslında. Israr ve inat ettiğimiz için…”
Elif Şafak
Çok sevdiğim bir yazısından alıntı ile açmak istedim yazımı…

Vazgeçmek ve devam etmek.Birbirinin zıttı iki durum. Ne zaman vazgeçmeli, ne zaman azimle devam etmeli,olmasa bile mücadele etmeli? En klasik söylem ile

İşte bütün mesele bu…

Okumaya başlarken en başta kendinize şu soruyu sormanızı istiyorum. Hayatta kolayca hedeflere ulaşmak mı yoksa mücadele edip sonunda hedefe ulaşmak mı daha mutlu ve tatmin edici ?

Mücadele ile bir şeyi elde ettiğinizde o sizin hikayeniz haline gelir ve her yerde ” Ya geçenlerde gittim bana olmaz dediler, ben de sonra müşteri hizmetlerini aradım, müdürü bağlattım, bağırdım çağırdım, biz size döneceğiz dediler, sonra onların GENEL müdürü aradı, benden ÖZÜR diledi hemen işinizi hallediyoruz dedi ve halloldu” diye gururla anlattığınız olur mu hiç?
Böyle hikayeleriniz çoklukla varsa ve bunu gururla çözdüm, yaptım, hallettim diye anlatıyorsanız. Üzgünüm ama iyi bir noktada değilsiniz.Neden mi?

Çünkü ;
1.Zor değerlidir kodunuz var, ve hayat size her şeyi zor yollarla veriyor demek
2.Takdir ve onaylama ihtiyacınız çok yüksek, ve bu sizin hayatta bir şeyi başarırken kullandığınız benzininiz oluyor demek.

Bunları neden yazdım. Eğer ZOR DEĞERLİDİR kodunuz varsa muhtemelen vazgeçme konusunda oldukça sıkıntı yaşıyorsunuzdur. Böyle kişiler sürekli mücadele ve zorluk çektikleri için vazgeçmeleri gereken noktaları tam olarak kestiremezler. Rutinleri, sorun çıkması ve bitmek bilmeyen problemler olduğu için var güçleri ile onları çözmeye uğraşırken hangi noktada bırakmaları lazım, hangi noktadan sonra ısrar nafile gözden kaçırırlar. Bu durumda bu zor olayların üzerine giderek gereksiz zaman ve enerji kaybı yaşarlar.

Vazgeçme vakti geldiğinin çanları çalmaya başladığında en belirgin olarak aynı şeyleri yaşadığınız için bir sıkkınlık- bıkkınlık hali içinde olursunuz. Artık istemeye istemeye yapıyorsunuzdur tekrarlanan olayı. Ve olması gerekenden fazla çaba gerekiyordur, motivasyon kalmadığı için. Ayrıca artık keyifte kaçmıştır dolayısıyla tüm cazibede kaybolmuştur. Yine günün sonunda aynı nahoş sonla karşılaşma korkusu tüm benliğinizi sarmıştır. İşte bu belirtiler vazgeçme zamanının geldiğinin habercisidir.

Ha! ayrıca unutmadan geçmişe gitmelerde çoğalmıştır. ‘Eskiden böyleydi, şimdi neden böyle !…gibi pişmanlık ve özlem dolu dudak bükmeleri belirmeye başlamıştır yüzünüzde.

Bundan sonraki süreç dibe doğru inme sürecidir artık. Benliğiniz kaldıramaz olur ve ne kadar mecbur hissetse de vazgeçmesi gereken olay yada kişinin artık yavaş yavaş olmama durumunu da hayal etmeye başlar. Ya da yerine başka bir şey koyma planları ortaya çıkmaya başlar. Önceleri imkansız olan vazgeçme düşüncesi artık yavaş yavaş parlayan bir yıldız gibi yükselir.

Tüm belirtiler ve süreçler sonucunda kişinin kendini tanıması, öz-güvenli, öz-saygılı olması ve hakettiğinin ne olduğunu bilmesi işini kolaylaştıracaktır. Yoksa mecburiyetin arkasına sığınıp vazgeçmekten korkup aynı şeyleri yaşamaya devam edecektir. Hayatı aynı devinimler içinde verimsiz ve tatminsiz bir şekilde sürüp gidecektir.

Bu tekrarları önlemek için öze yolculuk ve güçlü yanları keşfetmek için kendini geliştirmeye çalışmak doğru hamle olacaktır. Kitaplar okumak, seminerler eğitimler almak, yani bilgi çağında olmanın nimetlerinden faydalanmak farkındalığınızı arttıracaktır. Bu arada pek çoğunu öyle evde oturduğunuz yerden de yapabilirsiniz emin olun. Yeter ki buna niyet edin, çünkü bu yazıya nasıl bir tıkla ulaştıysanız, pek çok bilgiye ve deneyime de bu şekilde ulaşabilirsiniz. Okuduğunuz gibi hayat öyle çok da zor değil. Her şey yeterince istemekte saklı…

Sonra belki bir gün bunlardan sonra neden hep zor durumların sizi bulduğundan yakınmak yerine, bu olaylardan aslında beslendiğinizi ve bu sebeple hayatına çektiğinizi farkedersiniz. Ve hakettiğiniz KOLAY DEĞERLİDİR inancını benimsersiniz.
‘Hayat bana hep kolaylıkla gelir’ mottosunu dilinize türkü yaparak. Bir o kolaydan bir diğerine koşarsınız.Ve bu inanç ile birlikte artık Vazgeçmenin Doğru Zamanının kaf dağının zirvesindeki anka kuşunun kanadının altında gizli olmadığını farkedersiniz. Hisleriniz ve özünüzde ki güç yardımı ile o an size göz kırpacaktır çünkü. Böylelikle gereksiz ısrar etmemekle hem zamanınızı hem de enerjinizi daha verimli kullanmış olursunuz.

Son olarak unutmadan söyleyeyim , kolaylıkla çözülen olaylar, önünüze pat diye düşen çözümler artık çevrenizdekilerin pek ilgisini çekmeyebilir. Çünkü o Reality Show tadındaki hikayeleriniz bitecektir artık.İlgi azalacak size buna hazırlıklı olun. Ama zaten o ilginin de size bir faydası da yoktu. Artık ilham veren, keyif veren hikayeleriniz olacak.Daha harika değil mi ?

Sonsuz sevgilerimle
Nihal

nihal altunsüzer
Yazar Hakkında

1978 Adana doğumlu, evli ve 2 çocuklu biriyim. 2022’de ailemle Amerika’ya taşındık. Çukurova Üniversitesi’nden mezun oldum, 16 yıl yöneticilik yaptım. Profesyonel yaşam ve öğrenci koçuyum. 2022’de aile içi iletişim kitabımı yayımladım. Çalışmalarımı ve eğitimlerimi online sürdürüyorum.

“Vazgeçmenin Doğru Zamanı” üzerine 2 yorum

  1. Zor değerlidir kodlamasını kolay değerlidir e çevirdiğimizde belki daha az ilgi görebilicez ama kolayı hayatımıza çekebileceğiz..Yine muhteşem bir anlatım..Yürğinize sağlık.

    Cevapla

Yorum yapın