Mükemmelliyetçilliğin Karanlık Yüzü

Yoksa siz hala ” Ben mükemmelliyetçi bir şahsiyetim” diye gururla kendini anlatanlardan mısınız? Ya da hala mükemmelliyetçileştiremediklerimizden misiniz? Hangisi daha uzun acaba şimdi merak ettim. Çekostavakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız? Hahahaha mükemmelliyetçilik kazandı!

Konudan uzaklaştık gibi görünse de uzaklaşmadık aslında. Mükemmel bir yazı sizi bekliyor. Aaa kendimi ele mi verdim acaba? Tamaaam, itiraf ediyorum! Ben de onlardandım. Ama artık değilim, 6 aydır ağzıma Mükemmeliyetçiyim cümlesini almadım. Hahahaha bu yazı ne kadar komik başladı ama kendimi durduramıyorum. Tamam tamam konuya giriyorum.

M.cilik diye ifade edeceğim çünkü yazması çok uzun ve okurken tekrar tekrar kulak tırmalıyor. M.cilik kişinin kendisinden çok çevresindekileri mutlu ve mesut eden bir özelliktir. Anne-Babayı, öğretmeni, patronu… gibi, kişinin konforunu bozan ama ondan bir iş ya da bir durum bekleyenleri de sonuçları ile oldukça tatmin eden bir iş yapış şeklidir. Çünkü her şey tam da söylendiği gibi hatta çoğu zaman söylenenden daha iyi ortaya koyuluyordur. Alan memnun ama satan bitkindir. Sonunda kişi mükemmeli yaratmak için maksimum eforla ortaya bir şey çıkardığı için gururludur ama stresten ve başarısızlık korkusu yüzünden üzerinden tır geçmiş gibidir.

M.ci olma daha çok onaylanma ve/veya takdir edilme isteği nedeniyle ortaya çıkar. Yaptığı her şeyi mükemmel yapmaya çalışarak onaylanmama korkusunun üstesinden gelmeye çalışır. Şimdi ‘Canım ne var ki işte bunda, her şeyi mükemmel yapmaya çalışıyor’ dediğinizi duyar gibiyim ama işte burda Mükemmelliyetçiliğin Karanlık Yüzü devreye girmeye başlar. Alacakaranlık Kuşağı gibi çöker kişinin üstüne….

Başarısızlık ve onaylanmama korkusu nedeniyle kişi bazı durumların- özellikle de ilk defa deneyimleyeceği ve başarılı olup olmayacağından emin olmadığı durumları -daha yolun başındayken bırakmaya başlar. Hele birde daha önce yapılmış ve birileri o olayla ilgili halihazırda onay ve takdir almışsa, o kişiden daha iyi olması gerektiği mecburiyeti üzerinde çok büyük baskı oluşturur. Çünkü o ilk yapandan daha iyi yapamazsa onay ve takdir alamayacaktır. O zaman başarılı ama daha az mükemmel olacaktır ki kendi mükemmellik çıtasını kendi belirleyen M.ci kişi için kabul edilemezdir. Ve bu sebeple vazgeçer,bırakır, bahaneler bulur ve belki de onun için çok faydalı olacak bir durumdan kendini mahrum eder.

M.cilerin pek çoğu aynı zamanda Kontrolcü kişilerdir. Mükemmel olan bir şey, sadece onların tasarladığı gibi yapılabilir. Bu nedenle çevresindeki herkesin iş yapışına karışıp, kontrol etmek ister. Edemediğinde çatışır, tartışır ya da ortamı terk eder. Bu tip kişiler genelde sosyal etkinlik ve sosyal gruplardan (yani kontrolün çoğu kez kendinde olamayacağı ortamlar ) uzak durur. Mecbur kalmadıkça bu gruplara katılmaz. Bu sebeple genelde yalnızlığı ya da yönetebilecekleri insanlarla olmayı tercih ederler. Ayrıca en önemlisi ,akışa bırakmayı pek başaramazlar. Sürekli kontrol etmeye çalıştıkları için de AN’ı yaşamayı da çok zor deneyimleyebilirler.

M.ci kişilerin varsa çocukları ile de aralarında sorunlar çıkabilir. Anne-Babaların hayatı çocuklarına öğretme misyonları olduğu için M.cilik devreye girdiğinde aşırı baskıcı, her şeye karışan, sürekli direktif veren kişiler haline gelebilirler. Bu durum çocukta kendi başına ve kendi kararları ile sonuca varamama durumu oluşturacağı için, özgüven ve özsaygı gelişimini etkileyebilir. Bu da alacağı her kararda ebeveynlerine, yetişkin olduğunda da otoriteye sorma ve dahası sorumluluk almaktan kaçınarak hep söyleneni yapan ama hiç insiyatif almayan kişiler haline getirebilir. Ayrıca, bence en önemlisi çocuğun Koşulsuz Sevgiyi deneyimlemesini engeller. Eğer ebeveynlerinin söylediklerini mükemmel yaparsa onların kendini seveceklerini düşünür. Bu sebeple sevgi ve onaylanma ihtiyacı sebebiyle o da her şeyi mükemmel yapmaya çalışma alışkanlığına yakalanıp yetişkin olunca M.ci bir kişi haline gelebilir. Ya da tam zıttı herşeyden vazgeçen, onların inadına asi, dağınık, sorumluluk almayan, söylenmeyince hiçbir şey yapmayan bir çocuk haline de gelebilir.

İşte okuduğunuz gibi Mükemmelliyetçilik pek de öyle övünülecek bir şey değil. Özgürlüğünüzü ve konforunuzu oldukça kısıtlayan, çevrenizdeki insanlarla olan ilişkilerinizi olumsuz etkileyen bir durum. Eğer siz de burdaki yazılanlara uyuyorsanız ve bu durumdan kurtulmak için bir şeyler yapmak istiyorsanız, bekleyin lütfen. M.ciliğin üstesinden nasıl gelebiliriz bundan bahsedeceğim.Pek yakında….

Spoiler verecek olursam ;

Adı da, ‘Sen mi büyüksün ben mi büyüğüm Mükemmelliyetçilik ‘ olacak hahahaha !

Sonsuz Sevgilerimle

Nihal

nihal altunsüzer
Yazar Hakkında

1978 Adana doğumlu, evli ve 2 çocuklu biriyim. 2022’de ailemle Amerika’ya taşındık. Çukurova Üniversitesi’nden mezun oldum, 16 yıl yöneticilik yaptım. Profesyonel yaşam ve öğrenci koçuyum. 2022’de aile içi iletişim kitabımı yayımladım. Çalışmalarımı ve eğitimlerimi online sürdürüyorum.

“Mükemmelliyetçilliğin Karanlık Yüzü” üzerine bir yorum

Yorum yapın