Rengarenk balonlar gibi gökyüzünde yükselmek.

Bugün yazacağım yazıyı kendim için yazıyorum. Nasıl yani, o zaman biz çekilelim aradan, sen çal sen oyna diyenlerinizi duyar gibiyim. Ama öyle değil, siz olmadan olmaz. Esas amacım, sizin vasıtanızla öncesi sonrası görebilmek, aylar sonra açıp okuduğumda nereden nereye geldiğimi anlayabilmek. Haydi gelin nedenini açıklayayım.

Takip edenler hatırlayacaktır 2013’ten bu yana kendimi keşfetme yolunda bir takım eğitimler, workshoplar, düşünce akımları ve uygulamalar üzerinde çalışıyorum. Her geçen yıl ile beraber yolum daha da aydınlanıyor. Fizikçi olarak için sol beyin ağırlıklı olarak başladığım bu yolculuğa sağ beyin ağırlığımı da arttırarak devam ediyorum. Yani rasyonel ve metaryalist biri olan ben, artık daha çok spiritüel konular ve daha soyut kavramlar (hatta ezoterik konular) üzerinde yoğunlaşarak değişim ve dönüşümüme çeşitlilikle katkı sağlamaya çalışıyorum.

Şimdi bunda ne var diyebilirsiniz. Ne güzel işte, yeni gelişim alanları ve yeni heyacanlar. Evet bir yandan öyle ama bir yandan da çok zor bir süreç. Yıllardır bulunduğum düşünce yapısı itibariyle kurmuş olduğum yaşantım, alışkanlıklarım ve özellikle de sosyal çevrem nedeniyle bu yeni durumumu özümseyerek doya doya yaşamakta zorluk çekiyorum. Şöyle ki ; Öğrendiğim yeni konular mevcut çevremdeki insanların bilmediği hatta önyargı ile yaklaştığı konular olabiliyor. Eşim ve bir kaç arkadaşım dışında paylaşabileceğim pek bir ortamım olmuyor. Hal böyle olunca öğrendiğim bu bilgilerin ne kadar harika olduklarını haykırabileceğim ortamlar bulmakta epeyce zorlanıyorum. Hatta çoğu ortamda anlaşılmama korkusu ile başka biri gibi davranmak zorunda kalabiliyorum. Bu durum beni yalnızlığa, daha az insan içine çıkma ve hatta tasımı tarağımı toplayıp bir dağın başına yerleşme isteği duymama sebep oluyor. Biliyorum ki herkesin inandıkları ve hayatını yaşama şekli farklı ve ben buna saygı duyuyorum. Ama öğrendiklerimi de bir kahve sohbetinde paylaşabileceğim, benimle aynı konulara ilgi duyan insanların olmuyor olması da son zamanlarda biraz buruk hissetmeme sebep olmuyor değil hani. Bunun en önemli sebebi de orgün eğitimler alamadığım ve Türkiye’nin çok farklı yerlerinden katılımcıların olduğu online eğitimler aldığım için (eğitimlerin çoğu İstanbul merkezli ve Adana’dan gidip gelmek oldukça zor) eğitimleri alan kişilerle yüzyüze sohbetler edip öğrendiklerimizi pekiştirme fırsatı bulamıyor olmamız aslında.

Ruhumu dinlemeye ve anlamaya başladığımdan bu yana – bu senenin temmuz ayında artık zirve yaptı – onun işine yaramayan metaryalist dünyayı sorgulamaya başladım. Minimalist bir yaklaşımla hayatımda sadeleşmeye gitme ihtiyacı hissettim. Ona ulaşamayan ve ulvi olmayan hiç bir duruma şevkle yaklaşamaz oldum. Sadece para kazanma, daha lüks bir yaşam, özetle para dışında bana ve bütüne de hiç bir şekilde faydası olmayan uğraşları azaltmaya başladım. Dengeye ulaşma çabası ile hafiflediğimi hissediyorum ve bu çok güzel. Özgürleşmek böyle başlıyor sanırım, enerjini geriye çekecek ağırlıkları bir bir aşağıya atarak. Rengarenk bir balon gibi fazlalıklardan kurtulup, içindeki yaşam ateşini kullanarak gökyüzünde yükselmek gibi. Bu arada çok severim balonları, özellikle kapadokya üstünde çekilen o fotoğraflarını. Bana hep hayatın çeşitliliği ve rengarenkliği içinde özgürleşmeyi çağrıştırır.

Gelelim şimdi yazıyı yazma sebebime. 21 kasım 2018 Çarşamba bir Merkür gününde Karma (Dragonic) ASTROLOJİ eğitimi almaya başladım. İçinizde ilgilenenler olabilir. Sadece günlük burç yorumu gibi düşünmeyin, daha kapsamlı ve daha derin. Şimdi burda açıklamayacağım ama isteyenler araştırabilir. Temmuz ayında tanıştığım daha önce hiç haberimin olmadığı bir konuydu ve ben de çok büyük bir farkındalığa yol açtı. Henüz 2 ders yaptık ve hazirana kadar devam edecek bir süreç. Uzun vadede de 3 yıla yakın bir uzmanlık süreci var. Hissiyatım, bu ilk 8 ay sonunda hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağı. Bu sebeple içimdeki heyecan ve coşkuyu eşim, çok yakın bir kaç dostum dışında sizinle de paylaşmak istedim. Dönüşüm Koçluğum devam edecek amacım bu öğrendiğim bilgilerle koçluk süreçlerimi daha da derinleştirmek ve kapsamını arttırmak. Süreçte sizinle gelişmeleri paylaşıyor olacağım. Dedim ya içimdekileri dökmem lazım, siz de okumaya gönüllüyseniz burda zaman zaman buluşuruz. Ne dersiniz, gelirsiniz değil mi?

Yazımın sonuna gelirken – mektubuma son verirken gibi oldu 🙂 – size sizi heyecanlandıracak ve katkıda bulunacak uğraşlar bulmanızı tavsiye edeceğim. Akıp giden bu yaşamda kendinizi deneyimleyebileceğiniz – ama saf kendinizi- duraklar bulmak çok değerli. Bunun için okuyun ama lütfen okuyun, araştırın. Emin olun buna niyet ettiginizde bu bilgi çağında aradığınız o bilgi gelip sizi bulacaktır. Bu sebeple biz insanların en büyük engeli olan ataleti atın üstünüzden, yeniden doğun güç alarak özünüzden. Yaşamak, bu kainatta iz bırakmaktır.Dolu dolu yaşayın. Atın bir yerlere imzanızı, atın ki doğumdan ölüme hiç hikayesi olmayan bir ruh olup göçüp gitmeyin bu alemden.

Unutmamanız gereken çok önemli birşey de şu ki ;

Bu dünyaya geldiğinizde cebinizde getirdiğiniz ve bütüne fayda sağlayacak bir hediyeniz, bir özelliğiniz var. Bunu bulmaya niyet edin. Emin olun size bir ışık yanacak. Bana yandı, işte o ışık Karma Astrolojisiydi. Ben o özelliğimi biliyorum artık ve bu harika bir duygu…

Sonsuz sevgilerimle
Nihal

Yazma anı : 05.12.18 Ada-Ank Thy Freedom…

nihal altunsüzer
Yazar Hakkında

1978 Adana doğumlu, evli ve 2 çocuklu biriyim. 2022’de ailemle Amerika’ya taşındık. Çukurova Üniversitesi’nden mezun oldum, 16 yıl yöneticilik yaptım. Profesyonel yaşam ve öğrenci koçuyum. 2022’de aile içi iletişim kitabımı yayımladım. Çalışmalarımı ve eğitimlerimi online sürdürüyorum.

Yorum yapın