Hayatı, En İyi Halinizle Yaşamanızı Engelleyen 5 İnanç

Yeni bir ülkede, yeni bir hayata başladığım bu günlerde yeniden düzen kurma, kök salma döneminden geçmekteyim. Evde dolapları, çekmeceleri yerleştirirken zihnim de, kendi kıvrımlarında eski ile yeni bilgiler arasında gezinip duruyor. Bu gezintilerden birinde ise inançlar klasörünü açtı ve üzerine epey bir düşünmeme sebep oldu. Sonra hayatımın hem kahramanı hem de yazarı olma erkini elime almaya karar verdiğimde en çok hangi inançlar üzerinde çalıştığımı, dahası danışanlarımın da en çok hangi inançların hayatlarındaki yansımalarını dengelemek için bana geldiklerini düşünerek bu listeyi hazırladım. Çok uzun bir yazı olmadı lakin, çok net ve açık olan şeyleri çok da uzatmak mümkün olmuyor. Siz de üzerine düşünün diye mümkün olduğunca yalın ve net hazırladım. Hepinize şimdiden kolay gelsin

Herkes hayatı dolu dolu yaşamak ister. Aslında onu tam potansiyeliyle deneyimlemek için buradayız – yükselişler, düşüşler ve aradaki diğer her şey ile birlikte- yoksa bu dualite içinde sürekli dalgalanan bu ca’anım dünyada neden bedenlenmek isteyelim ki? Deneyim, deneyim ve yine deneyim, amaç bu deneyimlerle takamül etmek

Ancak çoğumuz, belirli inançların ve sonucunda edindiğimiz düşüncelerin etkisi ile kendimizi dönüştürmekte zorlanırız. Bu inançlar bizi geride tutar, en iyi ve en tatmin hayatı yaşamamızı engeller. Aslında hayatı bir bumerang gibi atarız ve hep bize geri döner. Nasıl attıysak, ne niyetle kolumuzu uzatmışsak ve hangi frekansla onun geri dönmesini bekliyorsak bize öyle geri döner.

Işte en iyi hayatı yaşamamızı engelleyen en önemli 5 inanç :

1.) Kendini sevmemin hayat üzerinde hiç bir etkisi yoktur:

Kendinizi sevmek, hayatı tam potansiyeliyle yaşamak için yapabileceğimiz en önemli ve en temel şeylerden biridir. Kendinizi sevmek, yalnızca maddi şeylerle yüzeysel olarak kendinizi şımartmak ya da kişisel bakımla dolu bir gün geçirmek anlamına gelmez.

Kendinizi sevmek, her gün bedeninizde olduğunuzu tüm kalbinizle kabul ve takdir etmenizdir.Tüm bunların sonucunda da büyük bir şükran duygusu içinde akışa güvenmenizdir.

Ama çoğumuz kendimizi en sona atarız ya da enerjimizi kabul görme ve sevilme amacı ile başkalarına hizmet ederek tüketiriz. Vermek ve bütüne hizmet çok güzel şeyler olsa da, kendinizi ilk sıraya koymak yapabileceğiniz en önemli ve bilinçli şeydir. Çünkü gerçekten vermek için önce verdiğiniz şey olmalısınız.

Çevrenize şefkat, anlayış ve sevgi veriyorsanız, bunun tam anlamı ile karşıya geçmesi için siz bütün bunları önce kendinize sunmalısınız.

2.) Yanlış seçimler yaparsam cezalandırılırım ve iyi seçimler yaptığımda da ödüllendirilirim:

“İyi” ve “kötü” kavramı, toplumdaki belirli şeyleri etiketlemek ve somutlaştırmak için kullanılan tamamen bir yargı ya da yanılsamadır.

Yaradan, yargılamaz. Bizi, bize bahşedilen vicdan ile başbaşa bırakır. Sebep sonuç yasası bunun için vardır. Eğer neyi niye yaptığımızı farkında olarak yaşarsak sonunda ne ile karşılaşacağımızı da bilerek sonuç bekleriz. Böylelikle dışarıdan yapılan etiketlemelerin bizi etkilemesine izin vermemiş oluruz.

Bu sebeple çoğu zaman ya korku ya da sevginin enerjisinden tepkiler veririz.  Korkuyla karşılık verdiğimizde dönüşü de aynı şekilde korkuyu yaşatır. Sevgiyle karşılık verdiğimizde de aynı şekilde sevgi hissettirir. Ve bu güzel sevgi enerjisi ile sarmalanırız, frekansımız yükselir.

3.) Yeterli Değilim:

Bazen kendimizin en kötü düşmanı yine kendimiz oluruz. Eğer her gün kendimize söylediğimiz motivasyon kırıcı düşüncelere dikkat etseydik şok olurduk. “Çok şişmanım”, “Bunu yapamam” ya da “Yeterince iyi değilim” gibi düşünceler çoğu zaman fark edilmeyebilir, ancak onları bilinçaltımızda duyarız ve fark etsek de etmesek de bizi etkilerler. Hakim frekans değerini düşürüp istediğimiz hayatı yaşamamızı geciktirirler.

Yeterli ve tam olduğunuz gibi mükemmel olduğunuzu anlamak ve idrak etmek çok özgürleştirici bir duygudur ve hayatı dolu dolu yaşamanıza yardımcı olur.

İhtiyacın olabilecek, isteyebileceğin ya da arzulayabileceğin her şeye zaten sahipsin  – hepsi senin içinde potansiyel enerji olarak yaşıyor ve sonra sen doğru frekansa uyumlanarak bu potansiyeli dışa vuruyorsun. Bu konu ile ilgili başka bir yazım için tıklayınız

 4.) Mutlu olmak çok zor

Bir olayın ya da durumun sonucunu mutluluğunuza bağlamak, her gün zevk alıp yaşamak yerine sonsuza kadar mutluluğun peşinden koşmanıza neden olur. Mutlu insanlar, bir şeylerin olmasını beklemek yerine, içinde bulunduğu andan mutlu olmayı öğrenmiş olanlardır.

Gerçek mutluluk içten gelir, hiçbir fiziksel durum onu size getiremez. O bir seçimdir. Enerjinizi şimdiki ana odaklayın ve olduğunuz her şeyde mutluluğu bulun – gerçekten ve sonsuza kadar mutlu olmanın tek yolu budur. Bu konu ile ilgli başka bir yazımı okumak için tıklayınız

5.) Yaşam Amacını bulmak çok zor:

Amacınız tehlikeli bir dağın tepesinde sizi beklemiyor, amacınız zaten içinizde ve gerçek özünüze ne kadar uyum sağlarsanız, amacınız o kadar ortaya çıkacak. Amacınızı keşfetmek, hayatta deneyimleyebileceğimiz en ödüllendirici şeylerden biridir, ancak define haritası gibi arayıp bulmanızı gerektiren bir şey değildir.

Amacınızın peşinden gitmek yerine, mümkün olduğunca gerçek benliğinize sadık olmaya odaklanın. Onun sesini duymak için sezgilerinizi güçlendirin. Yargılanma korkusu olmadan gerçekten, tamamen olduğunuz kişi olmaya odaklanın. Bu sayede amacınız kendiliğinden ortaya çıkacaktır.

Hayatı dolu dolu yaşamak, varlığınızın mükemmeliğini ve gerçekte kim olduğunuzu takdir etmekle başlar. Eğer bana ilk hangisinden başlamalıyım diye sorarsanız cevabım 1.maddeden başlayın olacaktır. Kedinizi başkalarının sizi sevmesini ve davranmasını isteğiniz gibi sevmek ve davranmak en iyi versiyonunuza giden yolun anahtarıdır. Kapıyı ilk bununla açarsınız. Lütfen onu kullanın ….

Özgürleşmenize yardımcı olacak bir yazı olmuş olmasını temenni ediyorum

Sonsuz Sevgilerimle

Nihal

nihal altunsüzer
Yazar Hakkında

1978 Adana doğumlu, evli ve 2 çocuklu biriyim. 2022’de ailemle Amerika’ya taşındık. Çukurova Üniversitesi’nden mezun oldum, 16 yıl yöneticilik yaptım. Profesyonel yaşam ve öğrenci koçuyum. 2022’de aile içi iletişim kitabımı yayımladım. Çalışmalarımı ve eğitimlerimi online sürdürüyorum.

Yorum yapın